Yeni yıl ruhunu doyasıya yaşamak, ışıltılı meydanlarda yürümek, sokak müzisyenlerinin melodileri eşliğinde caddelerde dans etmek ve sıcak şarabınızı yudumlayarak Noel tezgâhlarını gezmek istiyorsanız, Fransa’nın bir ucu Almanya’ya diğer ucu ise İsviçre’ye uzanan şehri Strasbourg güzel bir alternatif olacaktır.
Kasım aynının sonlarından itibaren Strasbourg’un her köşesinde yeni yıl ruhu kendini hissettirmeye başlıyor. Kafeler, restoranlar, mağazalar, marketler… Bütün şehir ışıl ışıl parlıyor desem yeridir. Araç trafiğine kapalı Strasbourg şehir merkezinde her yere gönül rahatlığıyla yürüyebilirsiniz. Strasbourg’da birçok farklı meydan olduğunu da unutmayalım. Bu meydanların hemen hepsinde ayrı bir Noel pazarı kuruluyor.
Port de l’hopital, Broglie, Petite France, Kleber ve Gutenberg bu meydanlardan sadece bir kaçı. 1570 yılından beri kurulan ve tarihteki adıyla ‘Christkindelmärik’ olan Strasbourg Noel Pazarı, Fransa’nın hem en eski hem de en büyük Noel pazarı olma unvanını yıllardır kimseye kaptırmıyor. Şehrin en önemli meydanlarından biri olan ‘Gutenberg’de’ kurulan bu pazar girişindeki ‘Avrupa’nın En Büyük Noel Pazarı’na Hoş Geldiniz’ yazısıyla sizi karşılıyor. ‘Christkindelmärik’ de sıcaklığıyla sizi sarmalayacak ahşap kulübeler arasında dolaşırken el işi hediyelik eşyalar, yılbaşı süsleri ve oyuncaklar dikkatinizi dağıtsa da Noel bisküvileri olan ‘Breedele’in, baharatlı ekmek diyebileceğimiz ‘Pain d’Epicies’in tadına bakmayı ihmal etmeyin. Üşüdüğünüzü hissettiğiniz anda ise mis kokan sıcak şarap hızla içinizi ısıtacaktır. ‘Place Kleber’de ise meydanın ortasına kurulan devasa çam ağacı renkleri ve ışıltısı ile ahşap kulübelerin pabucunu dama atıyor.
Parmak ısırtan lezzetler
Noel zamanı olağanüstü bir dekora bürünen Strasbourg’da Fransız lezzetlerinden kopmak elbette söz konusu olamaz. Şüphesiz pastacılık ve ekmekçilik denildiğinde akla ilk gelen ülke Fransa. Atelier 116’da bu tezi kanıtlamak için sizi bekliyor. Özellikle sabahın erken saatlerinde kapısında deli gibi bir sıra olsa da girenlerin çoğu ellerinde ikişer üçer bagetle ya da kruvasan ile çıkıyor. Şayet siz de baget ve kruvasan almak istiyorsanız saat 10 olmadan orda olun ki, eliniz boş dönmeyesiniz. Olur da kruvasanı kaçırırsanız üzülmeyin çünkü Atelier 116’nın eklerlerinin de lezzeti uzun süre damağınızdan silinmeyecek türden. Özellikle de içi akışkan dulce de leche kremalı eklerini düşünmek bile insanın ağzını sulandırıyor. Tadı hala damağımda olan diğer tatlılar ise son dönemlerin modası San Sebastian Cheesecake ve orman meyveli soslu cheesecake. Her gün gidip farklı bir lezzet tattığımdan gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Atelier 116’daki her lezzet siz de iz bırakacak…
Fransızlar her ne kadar peynir konusunda bir dünya markası olsalar da peynir tüketme alışkanlıkları bizden oldukça farklı. Kahvaltıyı kruvasan ya da reçelli ekmek ile geçiştirirken, güzelim peynirleri kahvaltıda değil de yemekten sonra tatlı niyetine ya da şarabın yanında yemeyi tercih ediyorlar.Siz de benim gibi şarap peynir ikilisinin hayranıysanız bir Fransız klasiğini gerçekleştirmeniz için şahane bir önerim var. Hem de en keyiflisinden: L’epicier. Burada sıcak yemek yok kocaman bir peynir dolabı, hatta odası desem daha doğru olur, enfes şarküteri ürünleri ve devasa şarap kavı da cabası. Bu şahane üçlüden damak zevkinize göre yapacağınız seçimlerle saatlerce keyif yapabilirsiniz.
Görmeden dönmeyin
Strasbourg’a gittiğinizde görmeden dönmemeniz gereken yerlerden biri de kanallar bölgesi ’Petite France’. Ortaçağ’dan kalma evler arasında ilerlerken her köşede fotoğraf çekmek isteyeceksiniz. Ayrıca burada gezerken farklı noktalarda Noel’e özel kurulan dev kazanlarda kaynatılan sıcak şarap tadımlarına katılabilir ve bu sıcaklıkla soğuğa rağmen uzun uzun yürüyebilirsiniz. Şarap tadımları esnasında ikram edilen, incecik hamur üzerine yerleştirilen peynirler, sebzeler ya da şarküteri ürünleri ile hazırlanan ‘Tart Flambee’lerden de tatmayı ihmal etmeyin derim. Fransız Mutfağı’nı daha yakından tanımak isterseniz de yine Petite France’da yer alan tarihi restoranlardan birini tercih edebilir, kaz ciğerinden, lahanalı etli bir Alsace yemeği olan ’choucrout’a (Orijinali sosis ve şarküteri ürünleri ile hazırlanıyor olsa da et ve balıklı seçeneklerini de tercih edebilirsiniz) birçok farklı lezzeti tadabilirsiniz. Tabi ki bu güzel yemekleri enfes Alsace şarapları ile zenginleştirmeyi unutmadan.
Daha lokal, kazıklanmadan doya doya ‘tart flambee’ yiyebileceğiniz bir restoran tercih etmek isterseniz de önerim ‘Au Brasseur’ dan yana olacaktır. ‘Blue cheese’ ile yapılan tart flambee’yi unutamayacağınıza eminim. Burada Alsace şaraplarına ara verip ev yapımı biralardan ya da bu biralar ile hazırladıkları kokteyllerden tatmanızı öneririm.
Kurulan pazarlar, süslenen caddeler dışında Noel zamanı Strasbourg’da bir çok farklı etkinlik de düzenleniyor. Konserler, sergiler, çocuklara özel atölyeler bunlardan sadece birkaçı… Ne derler bilirsiniz ‘Yeni yıla nasıl girersen bütün yılın öyle geçer’ Sizin de yeni yılınız bu güzel şehrin renkleri kadar canlı, ışıltısı kadar enerjik, lezzetleri kadar unutulmaz geçsin istiyorsanız haydi Strasbourg’a…